Eli öpülesi Ayazağa;
Nalet meret, fazla kaçırdın mı;kaçırmıcan
Tabi, kaçırmamak lazım, fazla kaçırdın mı…
Yine böyle alakasız bi vakit, iettlerin birindeyim ne yapsam ne etsem de bişi yapsam gitmesem ,
Vakti zamanında tanıdığım,epeski dost yeni arkadaş geldi aklıma, gelmeyeydi ya ;
Geldi işte bende tuşladım bunu, hem nası tuşladım.
“Ey hava”, dedim, benim bu önemli mesajımı ilet ona ki saçmalayayım
Hava da kuzu, hava da dünden razı sormadı bile neden, neden sorsun ki zaten oda ayazın işbirlikçisi.
Neyse efendim; biz , mustafa ve ozan gidelim dedik, geceyi en köklü bilim kurulunda geçirelim, azcık sürtünelim de ilim fen dolalım.
-nerde uyucaz peki?
-kütüphane var?
- haaa, kesin deri koltuklar vardır çeker yatarız
Muhtemelen 2 çocuk babası, babacan mı babacan,üzerinde üniforması aklında hesap sormacalar olan bir dayı karşıladı bizi
-göster evlat kimliğini
Dedi, arandım bi ceplerimde de haliyle öğrenci olmayınca insan bulamıyor öğrenci kimliğini
-Yok
-E ben nerden bilicem senin öğrenci olduğunu?
-Abi Cumartesi günü gece 3 te kütüphaneye kim gelir?
Ah demez olaydım, ah ordan ataydı o beni. Ben hıyar, ben salak giriverdim içeri. Bi 10 dakka geçti, içim sıcak tabi, kanım kaynıyor duramıyorum yerimde. Bi 20 dakka geçti, öff dedim mekana bak Cumartesi gecesi bile dolu. İlim fen varya ondandır dedim, bi daha bi kıvrıldım, 30 dakka oldu sıkıldım sıkılmadım
-çıkalım hadi
-nereye gitcez
-derslik,amfi bişi vardır olmadı açtırırsın dimi?
-açtıramam ama belki vardır açık
Ben de sanıyorum, o vakitte hala ilim yapan olur diye açıktır amfiler falan ama nerde, hepsi kapalı.
Gecenin en sakin vaktinde, biz ve siz, ayazağanın en ayazında kıvrılıp bi kuytuya uyumaya çalışıyoruz,
Soğuk, çok soğuk. Soğuk soğuk ta, daha fenası bizim üstümüz zibidi. Ince malkoçoğlu gömlek, üstüne tarkan hırka. Yiğit adam üşümez! Üşümezmiş, aynen titrermiş.
Sen dedim, sen ne cüret meydan okursun ağaların en ayazına, ne işin var burada; zaten istemiştinde almamışlardı ya zamanında.
Zorla güzellik yaparsan eline fondoten, zorla içeri girersen üzerine soğuk bulaşır diye boşuna dememiş atalarımız.
Hepsi, hatta hamısı senin suçun nalet meret, güzelliklerin en güzeli, en kral adamını helva yapan, aklı başta bırakmayan tadı madı pek güzel,pek çikin nalen meret.
Nalet!