Durum Eleştirisi;
Bir şey dikkatimi çekti,biz kazananı seviyoruz iyi oynayanı değil.
Geçen gün ufak çaplı politik bi muabbette bunu farkettim. Genel kanı, varolan Başbakanımızın çok iyi politikacı onun rakibinin de yeto olduğu yönünde. Ve sadece bu nedenle bir sürü insan önümüzde ki seçimde oyunu AKP’ye verecek.
Neden? Çünkü baştakiler iyi politika yapıyor?
E politika ne? Yalan söyleme sanatı,
Yani? Yani, biz bizi iyi seveni seviyoruz arkadaş. Takım tutar gibi, kazanana yöneliyoruz iyi oynayana değil. Seçimi yaptıktan sonra ne olabilir diye düşünmeyip, zaten siyasetçi dediğimiz hizmetçilerin yapıyor olması gerektikleri şeyler “abi adamlar yapıyor ama” bahanesiyle kendimizi kandırarak atıcaz oyumuzu. Halbuki, oy verdiğimiz bize daha güçlü görünen, bize daha despot görünen.
Bir de ikincil bir durum var, ki buda tamamen ilki gibi bir durum eleştirisi.
Demokrasi demokrasi diye zırlıyoruz, özgürlük bireysel ifade gücü vs. diye sıralıyoruz. Her şey buraya kadar super, ancak bizi yönetenler bu şekilde davranmaya başlayınca “yeto o ya, koyun bile güdemez” diyoruz. Ciddi bir kavram kargaşası içindeyiz. Ya hu parti içinde ki adamlar liderle aynı görüşü savunuyorsa o adamın orada işi ne? oy aldığı milyonlarca kesimi tek bir adamın düşüncesi temsil edebilir mi? O kadar insanın tek bir doğrusu olabilir mi? Sormak lazım bunları kendimize.
Üçüncül durum eleştirisi ise çok bariz birşey,
Gerek Başbakanımızın gerek Çeşitli Belediye başkanlarının sıkça tekrarladığı bir laf var. ” Muhalefet lideri koyun bile güdemez ”. Birde bunu komik ve haklı bulan insanlar var, lafım onlara.
Arkadaşım,oku ;
Tepeye çıkanlar bu ülkeyi yönetmiyorlar, nasıl bir çaycı senin çay içme konusunda ki isteklerini yerine getirmekle yükümlüyse, kral zannetiğin başbakan denen adam da senin gündelik yaşantında ki isteklerini yerine getirmekle yükümlü. Yukarıda bizim maaşa bağladığımız adam oraya yönetmeye değil hizmet etmeye çıkıyor. Sen kalkıp o adama kırmızı ışıkta yol veriyorsun, anana babana küfrettiriyorsun, senin paranla yaptığı işleri “afferim adam iyi çalıştı” diyosun hatta başına kakalatıyorsun, sonra nolcak bu ülkenin hali diyosun?
Bir dur, düşün bakalım. Gerçekten tercih ettiğin şeyleri mi yapıyorsun, yoksa sana bir şekilde dayatılanı mı? Unutma, bir ülkenin geleceği senin benim hayatımızın geri kalan her şeyinden daha önemli.